ABDEST
Abdest (Arapça: الوضوء / al-wuḍūʼ ; Farsça: وضو / vożū ; Urduca: وضوء / wuz̤ūʾ; Türkçe: abdest ; Arnavutça: abdest ; Bengalce: অযু ozū ; Boşnakça: abdest ; Çeçence: Ламаз эцар ; Kürtçe: destnimêj (دەست نمێژ ) ; Somalice: weeso )
Müslümanların, namaz gibi belli ibadetleri yapabilmek için bir düzen içerisinde bazı organları yıkayıp bazılarını mesh etme yoluyla yaptıkları arınma ve temizliktir. Kur’ana göre her namazın yanında bedensel temizlenme amacıyla belli organları yıkamak (gasil) ve meshetmek (mesih مسح) şeklinde anlatılır. Suyun abdeste uygun olması önemlidir. Su abdeste tadı, bulanıklığı ve kokusunun olağan olması ile uygun olmaktadır.
Mâide Sûresi - 6. Ayette şöyle buyrulmuştur:
Ey iman edenler! Namaz kılmak istediğiniz zaman, yüzünüzü ve dirseklere kadar kollarınızı yıkayın, başınızı meshedin ve bileklere kadar ayaklarınızı
Devamında;
Eğer cünüp iseniz, tamamen temizlenmelisiniz. Ama eğer hasta veya yolculuk hâlinde iseniz, yâhut tuvalet ihtiyacınızı gidermiş veya bir kadınla temasta bulunmuş olur da su bulamazsanız, temiz bir toprak bulun ve onu yüzünüze ve kollarınıza sürün.
Allah(c.c.) sizi sıkıntıya sokmak istemez; ancak sizi tertemiz kılmak ve size nîmetlerini tamamlamak ister ki, şükredesiniz.
ABDEST NASIL ALINIR?
- Peygamber efendimiz(sallallahu aleyhi ve sellem) önce niyet edip Besmele çeker, sonra ellerini yıkardı
- Üç kere ağzına, üç kere burnuna su verirdi
- Saçlarının başladığı yerden çene altına kadar yüzünün tamamını yıkardı
- Önce sağ sonra sol kolunu dirseklere kadar üç kez yıkardı
- Sağ eli ile başının dörtte birini mesh ederdi
- Her iki eliyle iki kulağını mesh ederdi
- Her iki elinin arkası ile boynunu mesh ederdi
- Önce sağ ayağını sonra sol ayağını parmak uçlarından başlayarak topuklarına kadar üç kere yıkardı
ABDESTİN FARZLARI NELERDİR?
- Yüzü yıkamak
- Dirseklere kadar kolları yıkamak
- Başı meshetmek
- Topuklara kadar ayakları yıkamak
ABDESTİN SÜNNETLERİ NELERDİR?
- Niyet etmek
- Abdeste Besmele ile başlamak
- Elleri, bilekler ile birlikte yıkamak
- Ağzı; ayrı ayrı su ile, üç kere yıkamak/çalkalamak
- Dişleri misvakla temizlemek
Misvak, arak denilen ağacın dalıdır. Parmak kalınlığında ve bir karış uzunluğunda olur. Dişleri temizler, ağız kokusunu giderir, ağız ve mide sağlığına hizmet eder. Yapısında diş ve diş etleri için yararı olan florür maddesi bulunur.
Hz. Peygamber döneminde diş temizliği misvakla yapılırdı. Misvak bulunamadığı takdirde sabun, fırça vb. temizlik araçlarından da yararlanarak ağız temizliğine önem vermek gereklidir
- Burnu; ayrı ayrı su ile, üç kere yıkamak
- Yüzünü yıkarken, iki kaşın altını ıslatmak
- Kaş, sakal ve bıyık altındaki görünmeyen deriyi, yüzü yıkarken ıslatmak
- Sakalın, sarkan kısmını sağ elin yaş parmaklarını tarak gibi sokarak hilâllemek
- Başın her tarafını bir kere mesh etmek
- İki kulağı bir kere mesh etmek
- Enseyi üçer bitişik parmaklarla, bir kere mesh etmek
- El ve ayak parmaklarının arasını el ile sıvazlamak/ovmak(hilâllemek)
- Yıkanacak yerleri, üç kere yıkamak
- Sırayı gözetmek. Yani uzuvları sıra ile yıkamak
- Delk etmek. Yani yıkanan yerleri ovmak
- Muvalat. Yani her uzvu birbiri arkasından yıkarken başka işle uğraşmamak
- Uzuvları yıkamaya önce sağ taraftan başlamak
ABDESTİN MEKRÛHLARI NELERDİR?
- Necis -Temiz olmayan pis ve kirli- bir yerde abdest almak
- Abdestin sünnetlerini bilerek terk etmek
- Suyu israf etmek, çok kullanmak
- Suyu yeterinden az, yağ sürer gibi az kullanmak
- Suyu âzalara çarpmak(örn. yüze çarparak yıkamak)
- Abdest aldığı suya üflemek
- Abdest sırasında konuşmak/dünya kelâmı söylemek
- Abdest aldığı suya veya leğene tükürmek veya sümkürmek
- Gargara yaparken boğazına su kaçırmak
- Gözünü yummak veya pek açmak
- Soldan başlamak
- Sağ eliyle sümkürmek
- Sol eliyle ağzına veya burnuna su vermek
- Güneşte kalıp ısınmış su ile abdest almak
- Arkasını kıbleye dönmek
- Müstamel sudan sakınmamak
- Üçten eksik veya fazla yıkamak
- İhtiyacı olmadığı halde abdest almak için başkasından yardım ve su dökmesini istemek
ABDEST İLE İLGİLİ HADİSLER
Allah Resûlü’i şöyle buyururken dinledim: Benim ümmetim kıyamet günü abdest izlerinden dolayı abdest organları parlak hâlde çağrılacaktır. Sizden abdest organlarının parlaklığını artırmaya gücü yeten kimse bunu yapsın. [Buhârî, Vudû 3; Müslim, Tahâret 35]
Allah Resûlü’i şöyle buyururken dinledim: Mü’minin nuru, abdestin ulaştığı yere kadar varır. [Müslim, Tahâret 40]
Allah Resûlü şöyle buyurdu: Kim abdest alır ve abdestini de güzelce alırsa günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bedeninden çıkıp gider. [Müslim, Tahâret 33]
Allah Resûlü’i benim şu abdestim gibi abdest alırken gördüm. Sonra da şöyle buyurdu: Bu şekilde abdest alan kimsenin geçmiş günahları bağışlanır. Onun(abdestten sonra kıldığı) namazı ve mescide kadar yürümesi de nafile bir ibadet olur. [Müslim, Tahâret 8]
Müslüman veya mü’min bir kişi abdest alıp yüzünü yıkadığı zaman, gözleriyle bakmış(işlemiş) olduğu tüm hataları o suyla veya o suyun son su damlasıyla yüzünden çıkıp gider. Ellerini yıkadığı zaman, ellerinin tuttuğu(işlediği) tüm hataları o suyla veya o suyun son damlasıyla ellerinden çıkıp gider. Ayaklarını yıkadığı zaman, ayaklarının yürüdüğü(işlediği) tüm hataları o suyla veya o suyun son damlasıyla ayaklarından çıkıp gider. Sonunda o kişi günahlardan arınmış olarak çıkar. [Müslim, Tahâret 32]
Size, Allah’ın kendisiyle hataları sildiği ve yine onunla dereceleri yükselttiği şeyi haber vereyim mi? diye sordu. Sahâbîler “Evet, haber ver ey Allah’ın Resûlü!” dediler. Allah Resûlü şöyle buyurdu: Zor zamanlarda abdesti güzelce almak, mescidlere giden adımları çoğaltmak ve bir namazdan sonra diğer namazı beklemektedir. İşte sizin ribatınız da budur. işte sizin ribatınız da budur. [Müslim, Tahâret 41]
ABDESTİ ALDIKTAN SONRA NE YAPILABİLİR/OKUNABİLİR?
Allah Resûlü şöyle buyurmuştur: Sizden bir kimse abdest alır ve abdestini güzel yapar sonra da “Eşhedü en lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke leh ve eşhedü enne muhammeden abdühü ve resûlühû: Allah’tan başka ilah olmadığına, O’nun tek olup hiçbir ortağı bulunmadığına şehadet ederim. Ve Muhammed’in Allah’ın kulu ve resûlü olduğuna şehadet ederim” derse, cennetin sekiz kapısı da ona açılır ve o kişi bu kapılardan hangisinden isterse cennete girer. [Müslim, Tahâret 17]
Allahümmec’alnî mine’t-tevvâbîn ve mine’l-mütetahhirîn: Allah’ım! Beni tevbe edenlerden ve temizlenenlerden eyle. [Tirmizî, Tahâret 41]