Bakara Sûresi | İlk 5 Ayet

Itacen Sabacok | 15 Nisan 2022

HAKKINDA

Adını 67-71. ayetlerde anlatılan bir ineğin(Bakara) kurban edilişiyle ilgili ilginç ve ibret verici bir kıssadan almıştır. Medîne’ye hicretten sonra indirilmeye başlanmıştır. 281. ayet, Kur’an-ı Kerim’in en son indirilen ayetidir. Toplam 286 ayettir.

Ağırlıklı olarak Medîne’ye hicretten sonra oluşan ve kıyamete kadar var olması ve yaşaması istenen İslâm toplumunda karşılaşılacak sorunların çözümüne yönelik çok sayıda hukûkî düzenlemelere yer veren sûredir.


OKUNUŞU


MEÂLİ

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla!

  1. Elif, Lâm, Mîm
  2. İşte şu kitap, kendisinde hiç şüphe yoktur. Takvâ sahipleri için bir hidâyettir
  3. Onlar gayba inanırlar, namazı kılar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan harcarlar
  4. Yine onlar, hem sana gönderilene hem de senden önce gönderilenlere inanırlar. Âhiretin varlığına da tüm kalpleriyle iman ederler
  5. İşte, Rablerinin gösterdiği dosdoğru yolda yürüyenler onlardır, kurtuluşa erecek olanlar da yine onlardır


Bakara Sûresi


AÇIKLAMASI

Beni yoktan var edip üstün yeteneklerle donatan ve kulluk göreviyle yeryüzüne gönderen sonsuz şefkat ve merhamet sahibi yüce Rabb’imin adıyla, O’nun verdiği güç ve yetkiye dayanarak ve yalnızca O’nun adına okuyor, söylüyorum:

Ey hidâyet isteyenler, mutlak hakîkate ulaşmayı arzu edenler! İşte buyurun, size hidâyetin kaynağı; Kur’an-ı Kerim! Siz insanların dilini ve harflerini kullanan, son derece açık ve anlaşılır bir kitap! Elif, Ba, Lâm, Mîm gibi, sizin pek iyi tanıdığınız ve kullandığınız şu harflere bir bakın; ilâhî kudret , bu sıradan harfleri nasıl da mükemmel bir uyumla yan yana dizerek, olağanüstü güzelliği karşısında insanların ister istemez secdeye kapandığı, bir tek sûresinin dahî benzerini yapmakta beşeriyetin acze düştüğü eşsiz bir kitap ortaya koydu.

İşte şu kitap, toplumun ve bireyin temel hayat prensiplerini belirleyen bu ilâhî yazgı var ya, kendisinde hiç şüphe yoktur, insan aklını şüpheye düşürebilecek hiçbir çelişki, eğrilik, tutarsızlık yoktur onda. Öyleyse gönlünü aç ve onu içtenlikle oku; okudukça göreceksin ki, bu sözler Allahu Teâlâ’dan gelen hakîkatin ta kendisidir. Fakat bu kitap kötülüğü, çirkinliği tercih eden kimseler için değil; her türlü fenâlıktan titizlikle sakınan, doğruya ve güzelliğe ulaşmayı arzu eden o takvâ sahipleri için bir kılavuz, bir yol gösterici, bir hidâyettir. Şu hâlde, tüm insanlığa doğru yolu gösteren bu kitap, ancak takvâ sahiplerini hedefe ulaştıracaktır. Peki, kimdir bu takvâ sahipleri?

Onlar, Allah, cennet, cehennem, melek, kıyâmet, âhiret gibi duyu organlarıyla algılanamayan; ancak ilâhî vahiy sayesinde kavranabilecek gerçeklikler âlemi olan gayba inanırlar, hakîkatin sadece gözle görülenlerden ibaret olmadığını bilir, mutlak Hâkim olan Allah’a imanları sayesinde hissedebilir, kavrayabilirler. Ayrıca, Müslümanlığın vazgeçilmez şartı olan namazı gereken dikkat ve özeni göstererek, dosdoğru ve aksatmadan kılar, yegâne Rab ve tek ilâh olan Allah ile aralarındaki kulluk bağını sürekli canlı tutarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan, yani o güzel nîmetlerden bir kısmını toplum yararına fedâkârca paylaşarak, Allah için yoksullara harcarlar.

Yine onlar, o takvâ sahipleri, hem sana gönderilen bu son ilâhî vahye , hem de senden önceki Peygamberlere gönderilen Tevrat, Zebur, İncil gibi kitaplara ve diğer bütün ilâhî vahiylere inanırlar. Bütün Peygamberlerin ve ilâhî kitapların aynı inanç ve ahlâk ilkelerini getirdiğini, hepsinin aynı kaynaktan geldiğini belirler. Âhiretin varlığına da tüm kalpleriyle iman ederler. Dünya hayatının geçici olduğuna, Allah’ın şaşmaz adâleti gereğince tüm insanları yeniden dirilterek iyilikleri ödüllendirip, kötülükleri cezalandıracağına içtenlikle inanır ve bu inanca uygun davranışlar gösterir.

İşte, Rablerinin gösterdiği dosdoğru yolda yürüyenler onlardır, dünya ve âhirette kurtuluşa erecek olanlar da yine onlardır.